Abstract
Bu makalede Spinoza’nın dil eleştirisinin ve çözümlemesinin tartışılması amaçlanmaktadır. Bilindiği gibi, Spinoza, İbranice hakkında yarım kalmış bir dilbilgisi kitabı kaleme almış olsa da, bugün dil felsefesi diye adlandırılan alanda bir yapıt vermiş değildir. Bununla birlikte, dil konusunun, anlama yetisinin düzeltilmesinin önemli ayaklarından biri olması ölçüsünde, Spinoza açısından, felsefi uslamlama için bir propedötik işlevi gördüğü söylenebilir. Hatta Spinoza’ya göre, kendisinden önce gelen bazı filozofların doğanın ortak düzenini ve zorunlu nedenselliğini kavrayamamış olmasının nedeni, tam da fikirlerin ve şeylerin bağlantı ve düzenlerini izlemek yerine, doğayı açıklamak için dilsel kategorilere başvurmalarıdır. İşte bu yüzden, felsefenin ilk adımlarından biri dilin bedensel-imgelemsel doğasının aydınlatılması olmalıdır. Böylelikle dilin felsefi amaçlar doğrultusunda, yani upuygun fikirlerin iletilmesi için kullanmasına zemin hazırlanacaktır. Bu yazıda, Spinoza’nın geliştirdiği dil kuramının, dil olgusunun psikolojik-bilişsel açıdan çözümlemesi kadar, kendine-gönderimli kavramsal bir dilin geometrik düzende kurulmasını da içerdiği ileri sürülecektir.