Abstract
Öz: Son Peygamber Muhammed ’in hayatta iken yerine hiçbir kimseyi halife tayin etmemesi sebebiyle vefatından kısa bir müddet sonra imamet meselesi Müslümanlar arasında ihtilaf konusu olmuştur. Her ne kadar ilk üç halife devrinde bu mesele sulh yoluyla halledilmişse de halifenin kim olacağı mevzuu dördüncü halife Ali zamanında Müslümanlar arasında savaşa ve parçalanmalara neden olmuştur. O dönemde Müslümanlardan bir grup, Hz. Peygamberin kendisinden sonra yerine bir idareci bırakmadığı iddiasını kabul etmemiş, imametin Ali b. Ebî Tâlib’in ve onun evlatlarının hakkı olduğunu savunmuştur. “Şiatu Ali” adıyla anılan bu gruba daha sonraki yıllarda sadece “Şia” denmiştir. İmamet mevzuu, Şia’yı diğer Müslüman grup olan Ehl-i Sünnet’ten ayıran en önemli meseledir. Onlara göre İmamet “Üsulu’d-Din”den olduğu için bu konuya oldukça önem vermiş ve görüşlerini desteklemek için ayet ve hadislerden deliller getirmişlerdir. Biz bu çalışmamızda, Şia’nın Ali b. Ebî Tâlib’in İmametiyle ilgili olduğunu iddia ettikleri ayetleri ele alacak, Şia’nın ve Ehl-i Sünnet’in iki büyük müfessiri Kummî ve İbn Kesîr’in tefsirleri çerçevesinde değerlendirmeye çalışacağız.